Kahve tüketimi ile ilgili ilk araştırmalar, sağlık sorunlarına neden olabileceğini öne sürse de, son çalışmalar kahve içmenin aslında sağlık açısından çeşitli faydalara sahip olduğuna dair güçlü kanıtlar sunuyor. Genel olarak, kahvenin sağlık sonuçları açısından zararlı olmaktan çok sağlığa olumlu faydalar sunabildiği belirtiliyor. Hatta çoğu insan için ılımlı kahve tüketimi sağlıklı bir beslenmeye dahil edilebilir görüşü bulunuyor. Ilımlı kahve tüketiminin (günde yaklaşık 2-5 fincan) tip 2 diyabet, kalp hastalığı, karaciğer ve endometriyal kanserler, Parkinson hastalığı ve depresyon olasılığının azalmasıyla ilişkisi belirtiliyor. Kahve içen insanların erken ölüm riskini azaltmasının bile mümkün olabileceği üzerinde duruluyor. İlk araştırmalar, kahveyi kalp hastalığı ve astım gibi çeşitli hastalıklar ile ilişkilendirmiştir. Ancak, bu çalışmalara katılanların çoğunun aynı zamanda sigara da içmesi, sigaranın olumsuz etkilerinden kahvenin sorumlu tutulduğunun düşünülmesine yol açmış olabilir.
Çalışmalara göre, bazı grupların kahve tüketimine dikkat etmesi gerekiyor. Kahvenin çocuklar üzerindeki etkileri hakkındaki çalışmalar henüz sınırlıdır. Bunun yanı sıra, kafein hamilelik dönemi için olumsuz etkilere yol açabilir. Çok fazla kafein, panikatak veya anksiyete bozukluğu olan kişilerde kaygıyı tetikleyebilir. Uzmanlar kahve içenlere kâğıt filtreyle demlemeyi öneriyor çünkü filtrelenmemiş kahve daha yüksek oranda erken ölümle ilişkilendiriliyor ve LDL yani "kötü" kolesterol düzeylerini yükselten bileşikler içerebiliyor. Ayrıca, kahveye krema veya şeker ilavesi konusunda aşırıya kaçılmamasını da tavsiye ediliyor.
Kahve tüketiminin yaygın olması nedeniyle, sağlık sonuçları üzerindeki etkisi önemli bir araştırma konusu olmuştur. Mevcut kanıtların çoğu, orta düzeyde kahve tüketimi ile tip 2 diyabet, kronik karaciğer hastalığı (siroz), inme, kanser ve mortalite riski arasındaki ilişki üzerinedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, kahve tüketimi ile mental sağlık arasındaki ilişkiyi incelemeye odaklanmıştır. Kahve ve mental sağlık üzerine yürütülen çalışmalar neler söylüyor, birlikte inceleyelim:
Öncelikle, kahve tüketimi ile sağlık ilişkisi üzerine bir dizi çalışma bulunuyor. Orta düzeyde kahve tüketiminin, tip 2 diyabet, kronik karaciğer hastalığı (siroz), inme, kanser ve toplam ölüm riskinin azaltılmasına yardımcı olabileceği belirtiliyor. Ayrıca, yapılan bazı çalışmalarda kardiyovasküler hastalık riskini azaltma konusunda da olumlu katkılar sunabileceği belirtiliyor.
Kahvedeki kafein, merkezi sinir sistemini uyararak duygusal durumu ve bilişsel işlevleri etkileyen bir etkiye sahiptir. Bu etki, depresyon ve anksiyete ile ilişkilendirilebilir. Kafein, adenosin reseptörlerini engelleyerek dopamin üretimini artırır, bu da genel olarak daha olumlu bir ruh hali sağlayabilir. Ancak, kahve tüketimi ile depresyon ve anksiyete arasındaki ilişkiler üzerine yapılan çalışmaların sonuçları henüz net değildir. Bu durum, kahve alt türleri (öğütülmüş, kafeinsiz) ve kahve katkı maddeleri (süt, şekerli tatlandırıcı, yapay tatlandırıcı) arasındaki farklılıklardan kaynaklanabilir. Örneğin, şeker ve yapay tatlandırıcı içeren kahvelerin sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabilirken, şeker eklenmemiş ve doğal kahveler daha faydalı olabilir.
Orta Düzeyde Kahve Tüketiminin Sağlığa Etkileri
Araştırmalar, aşırıya kaçmadan orta düzeyde kahve tüketiminin mental sağlık için olumlu sonuçlar doğurabileceğine işaret ediyor. Ancak, bireylerin kahve tüketim alışkanlıklarını kişisel ihtiyaçlarına ve toleranslarına göre ayarlamaları önemlidir. Aşırı kahve tüketimi, uyku bozukluklarına ve anksiyeteye yol açabilir. Örneğin, kronik kalp rahatsızlığı olan bir birey doktoru günde 1 fincan kahvenin geçilmemesini önerirken, kahvenin diğer olası katkıları sebebi ile kahve tüketimini 1 fincan üzerine çıkarmamalıdır.
Sonuç olarak, kahve tüketimi ile depresyon ve anksiyete arasındaki ilişki karmaşıktır ve bireyler arasında farklılık gösterebilir. Orta düzeyde kahve tüketimi, mental sağlık için bazı faydalar sunabilirken, kişisel sağlık durumunuza ve ihtiyaçlarınıza dikkat etmek önemlidir. Sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek, dengeli beslenmek ve stres yönetimi gibi diğer faktörler de mental sağlık sorunlarının önlenmesinde büyük rol oynar.
Günlük tüketilen kafein miktarı ne kadar olmalıdır?
Pek çok çalışmada, yetişkinler için tüketilebilecek kafein miktarının günde 300 mg (yaklaşık 3-4 fincan kahve ya da 5-6 büyük bardak çay) olduğu belirtiliyor.
Kahvenin türü ve uygulanan demleme yöntemi de kafein içeriğini değiştirmektedir. Örneğin 1 fincan filtre kahve yaklaşık 80 mg, çözülebilir kahve 50 mg kafein içerirken tek içimlik espresso 120 mg kafein içermektedir.
Kafeinli veya kafeinsiz kahve tüketiminin günde 5 fincanı başka bir değişle günde 300 mg kafein alımını aşmadığı takdirde sağlığı olumsuz yönde etkilemediği belirtiliyor. Ancak, bazı bireylerde bu tüketimin dahi kafein kaynaklı uykusuzluk, gerginlik ve kalp çarpıntısına sebep olabilir. Kafein alımının önerilen günlük düzeyi aşmaması için çay, kolalı içecekler, sporcu ve enerji içecekleri gibi kafein içeren diğer içeceklerin tüketim miktarlarını da dikkate almak gerekiyor.
Kaynaklar:
1. Min, J., Cao, Z., Cui, L., Li, F., Lu, Z., Hou, Y., Yang, H., Wang, X., & Xu, C. (2023). The association between coffee consumption and risk of incident depression and anxiety: Exploring the benefits of moderate intake. Psychiatry research, 326, 115307.
2. Harvard T.H. Chan, School of
Public Health. 2021. Is coffee good or bad for your health?. Erişim: https://www.hsph.harvard.edu/news/hsph-in-the-news/is-coffee-good-or-bad-for-your-health/
3. Harvard T.H. Chan, School of
Public Health. 2020. Coffee. Erişim: https://www.hsph.harvard.edu/nutritionsource/food-features/coffee/
4. Harvard Health Publications, Harvard Medical School, Harvard Health Letter. Coffee: Love it or leave it? May 2016. Erişim: http://www.health.harvard.edu/
Bizimle İletişime geçtiğiniz için teşekkür ederiz.