Bitkisel süt laktoz intoleransı, vegan beslenme tercihleri ve çevresel faktörler nedeniyle giderek daha fazla kişi tarafından tüketilmektedir. Bitkisel süt, süt yerine kullanılan ve genellikle badem, soya gibi bitkisel kaynaklardan elde edilen içeceklerdir. Bitkisel süt çeşitleri arasında badem sütü, soya sütü, yulaf sütü ve Hindistan cevizi sütü gibi farklı alternatifler bulunmaktadır.
Son dönemde yapılan bir araştırmada bitkisel süt tüketen kişilerde depresyon riskinin %14 daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. 37-73 yaş aralığındaki 357.568 kişi üzerinde gerçekleştirilen bu çalışmada, bitkisel süt içen bireylerde depresyon tanısı alma oranının daha fazla olduğu belirlenmiştir.
Bilimsel araştırmaların doğru şekilde değerlendirilmesi elde edilen verilerin sağlıklı bir şekilde yorumlanmasını sağlar. Bitkisel süt ve depresyon ilişkisini ele alan bu araştırmayı örnek alarak bilimsel verileri analiz ederken dikkat edilmesi gereken noktaları inceleyelim.
Bu araştırma gözlemsel bir çalışmadır. Yani neden-sonuç ilişkisi kuramaz. Sadece iki değişken arasında bir ilişki olabileceğini gösterir. Yani bitkisel süt tüketmenin depresyona neden olduğunu söyleyemeyiz. Belki de depresyona yatkın bireyler süt tüketim tercihlerinde daha fazla değişiklik yapıyor olabilir.
Araştırmada, 37-73 yaş arası ve ağırlıklı olarak Avrupa kökenli bireylerden oluşan bir grubu kapsıyor. Gençler, farklı etnik kökenler veya farklı yaşam tarzlarına sahip bireyler için sonuçlar aynı olmayabilir.
Beslenme bir bütündür. Araştırma yalnızca süt tüketimine odaklanmış ancak katılımcıların genel beslenme düzenleri, fiziksel aktiviteleri veya psikolojik durumlarını etkileyen diğer faktörler detaylı incelenmemiş. Depresyon tek bir besinle değil genel yaşam tarzı ve beslenme düzeniyle ilişkilidir.
Araştırmada depresyon riskinin %14 arttığı belirtilmiş. Ancak bu göreceli bir risktir. Diyelim ki toplumda genel depresyon oranı %4, bu oran %14 arttığında %4.6 oluyor. Yani artış istatistiksel olarak anlamlı olabilir ama bireysel düzeyde çok büyük bir fark yaratmayabilir.
Çalışmanın yazarları bu sonuçların kesin olmadığını daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Örneğin hangi bitkisel sütün tüketildiği, besin içeriğinin nasıl olduğu gibi kritik detaylar eksik.
Sonuç: Bilimsel Çalışmaları Eleştirel Değerlendirmelisiniz!
Bilimsel bir araştırmayı değerlendirirken;
Tek bir çalışma üzerinden kesin yargılara varmaktansa, bilimsel verileri eleştirel bir gözle değerlendirmek her zaman en sağlıklı yaklaşımdır!
Kaynak:
Bizimle İletişime geçtiğiniz için teşekkür ederiz.