Kış akşamı ailenizle birlikte evinizdesiniz. Saat epey ilerlemiş. Sokaktan seyyar satıcının sesini işitiyorsunuz " bozaaaaaa"... Şimdilerde bize çocukluğumuzu hatırlatan, yeni neslin ise belki hiç tanışmadığı geleneksel bir Türk içeceği boza... Belki adını duydunuz ve hiç tadına bakmadınız? Belki de tadına baktınız ancak nasıl hazırlandığını hiç araştırmadınız? Belki de severek düzenli tüketiyorsunuz ancak besin değeri hakkında bilginiz yok… Öyleyse gelin bu nevi şahsına münhasır başka hiçbir içeceğe benzemeyen bozayı yakından tanıyalım!
Boza, darı, mısır veya bulgur ile hazırlanabilen geleneksel, fermente bir Türk içeceğidir. Sıklıkla kış aylarında tüketilen bozanın tarihi 8-9 bin yıl öncesine, Mezopotamya’ya dayanır. Osmanlı döneminde sıkça tüketilen boza “Bozahane” adı verilen yerlerde üretilirken sonrasında Orta Doğu, Orta Asya, Balkan ve Afrika ülkelerinde de üretilmeye başlandı. Evliya Çelebi 17. yüzyıl ortalarında İstanbul’da 300’den fazla bozacı dükkânının bulunduğunu, bu dükkânlarda 1100 kadar bozacının çalıştığını bildirmiştir. Bozanın üretildiği coğrafya, kullanılan ham maddenin darı bulgur veya mısır olması, tatlılık, ekşilik, kıvam ve aroma gibi özelliklerini de farklı kılmaktadır. Fermente bir içecek olan boza, mayalandıktan hemen sonra daha tatlı bir lezzete sahipken, bekleme ile ekşi bir lezzet kazanır. Geçmiş dönemlerde boza; pekmez, tarçın, karanfil, zencefil ve hindistan cevizi eklenerek içilirken, günümüzde çoğunlukla tarçın ve sarı leblebi ile tüketilmektedir.
Bulgur bir gece önceden ıslatılır. Ertesi gün bulgur ve pirinç iyice pişirilir. Sonrasında mikserle çırpılır ve ince süzgeçten geçirilir. İçine şeker ilave edilir ve şeker eriyinceye dek karıştırılarak yeniden ısıtılır ve devamında karıştırılarak soğumaya bırakılır. Biraz soğuduktan sonra içine evinizdeki bozadan veya ılık su ile ezilmiş maya katılır ve karıştırılır. Bu karışım, ağzı kapalı olarak, oda sıcaklığında, ara ara karıştırılarak 2-3 gün bekletilir. İçinde göz göz kabarcıklar görülürse boza elde etmişsinizdir demektir. Boza buzdolabında saklanır ve soğuk servis edilir. İsteğe bağlı olarak üzerine sarı leblebi ve tarçın ile de tüketilebilir.
Boza, laktik asit bakterileri sayesinde fermente olur yani mayalanır ve böylelikle kendine özgü tadı da ortaya çıkar. Fermentasyon, bozaya hem lezzet kazandırır hem de insan bağırsağı için yararlı bakterilerin oluşumunu sağlar. Böylelikle, boza sindirim sistemi sağlığına destek olabilir.
Darı ve bulgur ile yapılan bozanın enerji ve besin değerleri de birbirinden farklıdır. Bulgur ile hazırlanmış 1 bardak boza (200 ml) tüketildiğinde yaklaşık 428 kkal enerji sağlar. Posadan zengindir ve yetişkin bir bireyin günlük posa ihtiyacının üçte birini karşılar. B vitaminlerinden zengin olan boza, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmeye de yardımcı olur. Enerji ve besin değeri zengin olan boza, emziren annelerde sıvı alımına da katkı sağlar ve süt üretimini destekleyebilir.
Kış aylarında ve özellikle kar ile birlikte hatırlanan boza, her mevsim tüketilebilir! Enerji içeriği yüksek olan boza yeterli ve dengeli beslenirken uygun miktarlarda tüketildiğinde, B grubu vitaminler, posa ve protein alımına katkı sağlar, sindirim sistemi ve bağışıklık sistemine destek olur.
Bizimle İletişime geçtiğiniz için teşekkür ederiz.