Otizm, yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkabilen, sosyal beceriler, davranışlar, konuşma ve iletişim zorlukları ile kendini gösterebilen, karmaşık bir sorundur.
Belirtiler genellikle yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkabilir. Belirtiler çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir ancak genel olarak iletişim ve konuşmada yaşıtlarından geride oldukları gözlenir. Tanı için çeşitli gelişim testleri uygulanarak anne ve babadan alınan geri bildirimler değerlendirilir. Erken tanı ve uygun eğitimle çocuklarda otizm belirtilerinin büyük oranda kontrol altına alınabildiği, gelişimde büyük ilerleme kaydedildiği ve hatta ergenlik döneminde yaşıtlarından farkı kalmadığı belirtilmektedir.
Otizmin temel nedeni kesin olarak bilinmiyor. Genetik temelli olduğu ve çevresel etmenlerin de rol oynayabildiği gösteriliyor. Anne ve babanın geç yaşta çocuk sahibi olması, bebeğin düşük doğum ağırlığı ile dünyaya gelmesi, annenin gebelik sırasında virüse maruz kalması veya ilaç kullanması, ailede otizm öyküsü ve cinsiyetin erkek olması gibi etmenler otizm için risk oluşturabilir.
Tedavi çocukların yaşadığı zorlukları azaltarak ve yeni beceriler geliştirmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle tanı sonrasında mümkün olan en kısa sürede tedaviye başlanmalıdır. Otizmli çocukların karşılaştığı zorluklar farklı olabileceğinden tek bir tedavi yaklaşımı yoktur. Farklı eğitimler, terapi ve tedavi yaklaşımları uygulanmakta ve her geçen gün yenileri eklenmektedir.
Beslenme ve diyet uygulamaları, otizmde, tek başına bir tedavi yaklaşımı olarak değerlendirilemez ancak otizmin semptomlarını azaltmaya yardımcı olabilir, çocukların ideal büyüme ve gelişmeleri için de çok önemlidir. Aynı zamanda beyin-bağırsak arasındaki iletişimin otizmin gelişmesinde rol oynayabildiğine dair veriler mevcuttur. Beslenme otizm semptomlarını azaltabildiği gibi otizm semptomları da çocuğun beslenme düzenini olumsuz etkileyebilir.
Otizmli çocuklar yiyeceklerin tadına, kokusuna, rengine ve dokusuna duyarlı olabilir bu nedenle bazı besinleri yemeyi reddedebilir. Odaklanma problemi yaşayan çocuklar sofrada uzun süre oturmakta ve yemek yemekte zorlanabilir. Eğer yeterli besin ve sıvı tüketmezlerse kabızlık gibi sindirim sorunları görülebilir. İlaç tedavisi iştahı dolayısıyla besin tüketimini etkileyebilir. Otizmli çocuklarda, semptomları azaltabildiği ileri sürülen çeşitli diyet uygulamaları da tartışılmaktadır ancak bu konuda kesin ve kanıta dayalı veriler mevcut değildir.
Gluten/kazein diyeti: Semptomları azaltmak için diyetten gluten ve kazeini çıkarma yaklaşımını uygulayanlar mevcuttur. Gluten buğday, çavdar ve arpada kazein ise sütte bulunan bir proteindir. Otizmli çocuklarda bağırsak geçirgenliğinin artabileceği bunun bir sonucu olarak gluten ve kazein parçalarının kan dolaşımıyla beyin ve merkezi sinir sistemini etkileyebileceği ileri sürmektedir.
Ancak süt ve süt ürünlerinde bulunan kazeinin diyetten çıkarılması, kalsiyum ve fosfor gibi mikro besin ögesi yetersizliğine, glütenin diyetten çıkarılması ise B grubu vitaminlerle posa alımında yetersizliğe neden olabilir. Kesin bilimsel bir kanıt olmamasına rağmen böyle bir diyet tedavisi uygulanacaksa mutlaka bir beslenme uzmanı eşliğinde yürütülmeli ve gerekli vitamin mineral destekleri alınmalıdır.
Prebiyotik-probiyotik takviyesi: Probiyotikler yeterli miktarda alındığında sindirim sistemi sağlığını destekleyen ve bağışık sistemini güçlendiren canlı mikroorganizmalardır. Prebiyotikler ise probiyotiklerin gelişmesini veya aktivitesini arttıran ve sindirilemeyen besin bileşenleridir. Otizmli çocuklarda sindirim sistemi sorunları sık görülebildiğinden bağırsak sağlığını desteklemek için probiyotik takviyesi kullanılabilmektedir.
Besin takviyeleri: Otizmli çocuklar, sofrada yemeğe odaklanamama, besin seçiciliği ve sindirim sorunları nedeniyle yetersiz beslenme riski taşıyabilir ve besin öğesi yetersizlikleri görülebilir. Eğer bu koşullar söz konusuysa besin ögesi yetersizliklerini önlemek için A, C, B6, folik asit, B12 vitaminleri ile diğer mineraller ve omega-3 yağ asitleri takviyeleri hekimin önerisiyle ve kontrolünde kullanılabilmektedir. Özellikle beyin gelişimi ve bilişsel işlevler üzerine etkileri nedeniyle, otizmde Omega-3 yağ asitlerinin kullanımı merak edilmektedir. Omega-3 yağ asitleri gibi esansiyel yağ asitlerinin yetersizliği, öğrenme güçlüğü ve davranış sorunlarının şiddetini arttırabilir. Haftada 2 kez yağlı balık tüketimi omega-3 yağ asitleri alımını destekler eğer yeterli balık tüketimi yoksa omega-3 takviyeleri kullanımı konusunda hekime danışılabilir.
Son zamanlarda gıda katkı maddelerinin çocuklarda otizme yol açabileceğine yönelik bir inanış vardır. Özellikle kandaki glutamat ve aspartat seviyelerindeki artışın bilişsel işlevleri olumsuz etkileyebildiğini ileri süren çalışmalar mevcuttur ancak gıda katkı maddelerinin otizm ile ilişkisini gösteren kanıta dayalı bilimsel veriler mevcut değildir.
Kaynaklar:
1. Marijke M. H. van De Sande, Vincent J. van Buul and Fred J. P. H. Brouns, Autism and nutrition: the role of the gut–brain axis, Nutrition Research Reviews, 2014
2. Eat right Academy of Nutrition and Dietetics, Autism Spectrum Disorders (ASD) and Diet, April 2018, https://www.eatright.org/health/diseases-and-conditions/autism/nutrition-for-your-child-with-autism-spectrum-disorder-asd
3. Tohum Otizm Vakfı, https://www.tohumotizm.org.tr/otizm/
4. National Institute of Mental Health (NIH), Autism Spectrum Disorders, https://www.nimh.nih.gov/health/topics/autism-spectrum-disorders-asd/index.shtml#part_145441
Bizimle İletişime geçtiğiniz için teşekkür ederiz.